‘Alçak topraklar’ anlamına gelen ve kendi dilinde ‘Nederland’ olarak adlandırılan Hollanda peynirleri, yel değirmenleri, bisikletleri, laleleri, Holştayn adı verilen inekleri ve sosyal hakları ile şahsına münhasır bir medeniyeti temsil ediyor.

Düşük nüfusu, yüksek refah düzeyi, sadeliği ile Hollanda, Avrupa’nın en sakin ülkelerinden biri. Türkiye’ye kıyasla karmaşanın daha düşük olduğu ülke aynı zamanda içinde barındırdığı su ile de dikkat çekiyor.

Ülkenin yüzde 26’sı, yani 4’te 1’i deniz seviyesinin altında. En alçak noktası -7 metrede ve yine topraklarının sadece yüzde 50’si deniz seviyesinden 1 metre veya daha fazla yükseklikte.

Hollanda ismi, ülkenin kuzeybatı kısmından Birleşik Hollanda Krallığı’nın en önemli eyaleti olan Hollanda Eyaleti’nden geliyor. 19.uncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren bu eyalet, başkenti Haarlem olan Kuzey Hollanda ve başkenti Lahey: Den Haag olan Güney Hollanda olarak iki ayrı eyalete bölündü. Felemenkçe’de Hollanda ifadesi sadece bu iki eyalet için kullanılıyor. Hollanda, Hollanda Krallığı’nı meydana getiren 4 ülkeden en büyüğü ve topraklarının büyük bir kısmı Batı Avrupa’da yer alırken Karayiplerde de 3 adası bulunuyor. Ülkede çok sayıda köprü ve kanal mevcut; ülke aynı zamanda bir kanal ülkesi olarak da anılıyor.

Kuzeyde ve batıda Kuzey Denizi, güneyde Belçika, doğuda ise Almanya ile komşu olan Hollanda’nın Rotterdam kenti, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük limanlarından biri. Meşruti monarşi ile yönetilen bir Avrupa ülkesi olan Hollanda, nüfus yoğunluğu fazla olan bir ülke ve ülke topraklarının çoğunluğu deniz seviyesinin altında. Avrupa Birliği, NATO ve OECD üyesi olan Hollanda, aynı zamanda Schengen Bölgesi ve Benelüks Topluluğu’nun bir parçası. Belçika ve Lüksemburg ile birlikte Benelüks ülkelerini oluşturan 3 ülkeden biri olan Hollanda ayrıca Kyoto Sözleşmesi’ni de imzaladı. Ülke Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne, Uluslararası Adalet Divanı’na Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne ve Europol’e ev sahipliği yapıyor.

Ülkede deniz iklimi hüküm sürdüğünden ılıman bir iklimin etkisi altında. Her mevsimde ziyaret etme imkanı bulunan Hollanda’nın en önemli şehirleri ise Den Haag, Rotterdam, Utrecht, Eindhoven, Groningen, Harlem, La Haye ve Amsterdam. Rotterdam kenti, Avrupa’nın en büyük limanlarından birine ev sahipliği yaparken Hollanda ticaretinin nefes alıp verdiği önemli bir nokta.

Toplumsal bölünmüşlüğün geçmişi

Utrecht Birliği’ne bağlı Kuzey Hollanda eyaletleri (Güney Hollanda, Zeeland, Utrecht, Gelderland, Overijssel, Groningen ve Friesland) 26 Temmuz 1581’de İspanya kralı 2’inci Felipe’den bağımsızlıklarını ilan ettiler. 1648’de imzalanan Vestfalya Antlaşması ile de Hollanda vilayetlerinin bağımsızlığı tanınmış oldu. Bölgenin güneyinde kalan kısımlar krallıkta kaldı. Daha sonra Belçika bu bölgede bağımsızlığını kazandı. Kuzey Hollandalılar ve Güney Hollandalılar olmak üzere iki toplumdan bahsedilmeye başlanması bu tarihten sonra ortaya çıktı.

Viyana Kongresi kuzey ve güneyi bağımsız bir ülke olan Hollanda Krallığı’nı kısa bir süreliğine de olsa birleştirmeyi başardı. Ancak güney Hollandalılar (Felemenkliler) 1830’da bağımsızlıklarını Belçika adı altında ilan etmişlerdi bile. Hollanda I. Dünya Savaşı boyunca tarafsız kaldı. Ancak II. Dünya Savaşı’nda Alman işgaline uğradı. 10 Mayıs 1940 tarihinde Nazi Almanyası, Belçika ve Hollanda’yı işgal etti. Bunun dışında başka bir önemli gelişme 1942 tarihinde Japonya’nın Hollanda’nın bir sömürgesi olan Endonezya’yı işgal etmesi oldu. Savaş bittikten sonra Endonezya bağımsızlığını ilan etti.

Deniz seviyesinin altında yaşam

Ren ve onun ana kolları olan Waal ile Meuse, Hollanda’yı iki ana bölgeye bölen 3 büyük olarak karşımıza çıkıyor. Söz konusu nehirler, aynı zamanda tarihte derebeylikler arasındaki sınırı oluşturduğundan ülkede birtakım kültürel farklılıkları da doğurdu. Ülkenin güneybatısı bir nehir deltası ve Scheldt Nehri’nin iki kolu buradan denize dökülüyor. Ren Nehri’nin sadece bir kolu kuzeydoğuya doğru akıyor, bu da IJssel Nehri’dir ve IJsselmeer’e dökülüyor. Bu nehir de dil bağlamında bir bölünme yaratmış. Nehrin doğusunda yaşayanlar Hollanda Aşağı Saksoncası ağzını konuşuyorlar. Ülkenin toprakları Kuvaterner döneminde oluşmuş ve toprakları genelde alüvyon, buzultaş, çökeller ve kilden.

Hollanda’nın büyük bölümü deniz seviyesinin altında yer alıyor. Ülkenin Avrupa’daki topraklarındaki en yüksek nokta 322 metre yüksekliğiyle Vaalserberg Tepesi. Ülkenin suyla olan ilişkisi onu tarihte çeşitli büyük sel felaketleriyle burun buruna da getirdi. 1287 yılında meydana gelen St. Lucia Seli, 50 bin kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu ve bu özelliğiyle tarihteki en ölümcül seller arasına girdi. Hollanda’daki son büyük sel felaketi 1953 yılında meydana geldi, selde Hollanda’nın tarım yapılan topraklarının yüzde 9’u sular altında kaldı. Ülkede 1835 kişi hayatını kaybetti. Bunun yanı sıra Hollanda’da denizden kazanılan çok miktarda toprak mevcut. Buna göre denizden yaklaşık 2500 kilometrekare toprak kazanıldı. Bu çalışmalarda elde edilen arazilere “polder” adı veriliyor. Hollanda topraklarının ortalama yarısı denizle burun buruna. 17 milyonluk nüfusunun yüzde 21’i deniz seviyesinin altındaki bölgelerde yaşıyor. Ülkenin en yüksek noktası olan Vaalsberg ise sadece 322 metre.

Simgeleşmiş yel değirmenleri

1920’li yıllarda Zaan Bölgesi’ni dünyanın en eski sanayi bölgesine dönüştüren yaklaşık 1000 yel değirmeninden sadece 20 tanesi günümüze ulaşabilmiş. Zarar gören ve yok olan bu değirmenleri kurtarabilmek amacıyla kurulan bir dernek, 13 endüstriyel değirmeni onarmayı başararak bugüne kadar sağlam şekilde gelmesini sağlamış. Farklı alanlarda yer alan değirmenler deniz, kara ve demir yolu ile Zaanse Schans bölgesine taşınarak kültürel zenginlik korunabilmiş. Zaanse Schans bölgesinde en eskisi 1600’lü yıllardan bu yana ayakta olan yaklaşık 10 büyük değirmeni görebilirsiniz. Bu bölgede ayrıca tipik Hollanda ahşap mimari tarzda inşa edilmiş evleri de ziyaret edebilirsiniz. Bu evler 1961 yılından bu yana buraya tek tek yerleştirilmiş ve ortaya nefes kesici bir yaşam alanı çıkmış.

Dünyanın en büyük lale bahçesi

Hollanda’nın Lisse şehrinde bulunan dünyanın en büyük lale bahçesi, ‘Çiçeğin gücü’ temasıyla bu sene 70’nci kez kapılarını ziyaretçilerine açtı. 2018 senesinde 1,4 milyon kişinin ziyaret ettiği bahçe, her sene yoğun ilgi görüyor. Ziyaretçilerin yüzde 80’i dünyanın dört bir yanından gelen turistlerden oluşuyor. Sekiz hafta boynca Hollanda çiçekçiliğini dünyaya tanıtmaya çalışan lale bahçesinde 500 farklı çiçek üreticisine ait 7 milyon çiçek yer alıyor. Lale bahçesi ilk  olarak 1950’de kapılarını açtı. Bahçeyi ilk sene 236 bin kişi ziyaret etti. Hollanda kraliyet ailesi tarafından büyük destek gören lale bahçesi, Hollanda ekonomisine önemli katkılarda bulunuyor. Osmanlı Devleti tarafından 16. yüzyılda Hollanda’ya hediye edilmesi ile ülkeye gelen laleler, altın çağda daha önem kazandı.

Tuhaf görünen kültürel kodlar

Hollanda’nın dışındaki ülkelerde Hollandalılar genellikle “Hollandalı” olarak adlandırılıyorlar. Hollanda turizm endüstrisi ve diğer endüstriler de ülkelerini Hollanda olarak pazarlıyorlar. Hollanda eyaletinden gelmeyen Hollandalılar, ismi veren bölge olan Hollanda’nın ülkenin geri kalan bölümlerinde herkes tarafından sevilmediği için, Nederland için Hollanda adına ve Nederlander için Hollandalı adına bir antipati besliyorlar. İngilizce ‘Dutch’ adı, ‘Duutsc’ gibi Orta Hollanda biçimlerinden ortaya çıktı. ‘Duutcs’ ve ‘Dietsc’ gibi Orta Hollanda biçimleri halk arasında konuşulan lehçelerin adları ve bu lehçeler yönetimin, bilimin ve kilisenin dili olan Latinceden ayırt edilmesine yaradı. ‘Dutch’ ve ‘Duutsc’ biçimleri Almanca bir kelime olan “Deutsch” ile aynı kökenden geliyor. Fransızlar ise bu bölgeyi Pays-Bas, yani ‘alçak ülke’ olarak tanımlıyorlar.

Avrupa’nın en güçlü ekonomik aktörlerinden biri

Gemicilik, balıkçılık, ticaret ve bankacılık 16. yüzyıldan bu yana Hollanda ekonomisinin en önemli sektörleri. Çok güçlü bir ekonomiye sahip olan ve dünyadaki 16’ıncı en büyük ekonomiye sahip olan Hollanda, yüzyıllardır Avrupa ekonomisinde özel bir rol oynuyor. Hollanda, aynı zamanda dünyanın en fazla ihracat yapan ilk on ülkesinden biri. Son teknoloji ile donatılmış Amsterdam Schiphol Havaalanı ve Rotterdam Limanı ile Hollanda, Avrupa’nın içlerine açılan bir kapı konumunda.

Hollanda, Belçika ve Lüksemburg ile Benelüks ülkelerini oluştururken önemli bir tarım ülkesi rolü oynadı. Anakara topraklarından geçen 3 büyük nehir, ülke tarım hayatı için önemli bir rol oynarken toprakların yüzde 32’si tarım için kullanılıyor. Özellikle süt ve süt ürünleri tesisleri de oldukça ileri seviyelerde. Patates, şeker pancarı, buğday ve tahıllar Hollanda tarım ürünleri arasında en çok ihraç edilen tarım ürünleri. Bahçecilik ve seracılık da son derece gelişkin ve önemli bir dış gelir kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Hollanda dünyanın en büyük çiçek üretici ülkeleri arasında yer alıyor.

Gelişmiş hizmet sektörü

Hollanda ekonomisinde en büyük pay yüzde 78 oran hizmetler sektörüne ait. Hizmetler sektörü, ticari hizmetler ve ticaret dışı hizmetler olarak iki başlık altında ele alınıyor. Ticari hizmetler içerisinde ‘ticaret’ en önemli alt sektör olurken bu sektörü kiralama, gayrimenkul ve finans hizmetleri takip ediyor. Bu noktada hizmetler sektörünü baskılayan alanların taşımacılık ve dağıtım, finansal hizmetler ve turizm olduğu belirtiliyor. Hollanda’nın hizmetler sektörü ihracatı 196 milyar dolar, ithalatı ise 186 milyar dolar.

Hollanda madenler bakımından ise önemli bir özelliği göze çarpmaz. Her ne kadar son yıllarda petrol ve doğal gaz yatakları bulunup işlenmeye başlasa da ülke ihtiyacı için yeterli seviyelerde değil. Kömür madenleri ve tuz yatakları ise Hollanda yer altı kaynaklarının diğer kısmını oluşturuyor. Ülkede nüfusun yüzde 40’lık kısmı sanayide çalışıyor. Gemi üretimi, Hollanda ekonomisini can damarını oluştururken ülkede bulunan 300’den fazla tersane önemli bir gelir kaynağı. Hollanda sanayisi elektrik ve elektronik aletleri fabrikaları, kamyon, uçak ve tren fabrikaları tarım ülkesi olmasının etkisi ile konservecilik ile şekilleniyor.

Potansiyeli olan bir pazar

Türkiye’nin Hollanda’ya ağaç işleme makineleri ihracatı, 2017’den sonra ivme kazandı. 2017’de 208 bin dolar olan ihracat tutarı 2018’de 776 bin dolara, 2019’da ise 883 bin dolara ulaştı. Türkiye, Hollanda’ya en çok Planya, Freze veya Keserek Kalıplama Makineleri ihraç ediyor. 2019’da bu ürün grubundaki ihracatın tutarı 359 bin dolar olarak gerçekleşti. Testere makineleri 190 bin dolar ile ikinci sırada yer alırken, Çeşitli Makina İşlemlerini Bu İşlemler Arasında Alet Değiştirmeden Yapan Makinalar ihracatı da 137 bin dolara ulaştı. Türkiye’nin sektördeki toplam ihracat tutarı ise 98 milyon 17 bin dolar. Hollanda’nın sektörde toplam ithalatının 175 milyon 102 bin dolar olduğu düşünüldüğünde, bu ithalattan daha büyük pay almak olası görünüyor.