Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, “Biz makineciler, ülkenin endüstriyel gelişimi açısından stratejik bir öneme haiziz. Büyük mühendislik işlerini yapabilir teknoloji müteahhitliği yönümüzü geliştirmemiz gerekiyor” dedi.

Dünya, son 20 yılda teknoloji çağının kapılarını aralarken, 2020 yılı başından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 küresel salgını, insanları uzun bir süre evlere kapatarak bu süreci hızlandırdı. Her sektörde beyaz yakalılar, uzaktan çalışma modelini deneyimlerken, makine gibi Türkiye’nin lokomotifi olan bir sektör de elbette sahip olduğu birikimle ihtiyaçlarını gözden geçirmeye başladı. Diğer sektörlerden farklı olarak makine üreticileri, özellikle üretim süreçlerinin teknolojik gelişmelere hızla uyum sağlaması noktasında avantajlı bir konuma sahip.

Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, “Makine üreticilerinin sistem geliştirme, uygulama, izleme ve sürdürülebilir kılma yönündeki kapasitelerini iyileştirmeleri gerekiyor. Bu bakımdan makine üretiminde elektronik ve yazılım unsurları ayrılmaz bir bütün halini aldı. Kendi içerisinde zaten çok disiplinli olan makine sektörünün fizik, optik, elektronik, bilgisayar ve iletişim gibi disiplinlerle birlikte ilerleme ihtiyacı ortaya çıkmakta. Dijitalleşme sürecinde diğer imalat sektörleri çoğu kez uygulama alanıyken biz makineciler, bir nevi onların teknoloji tedarikçileri olarak, ülkenin endüstriyel gelişimi açısından stratejik bir öneme haiziz” dedi.

Makinecilerin büyük mühendislik işlerini yapabilir teknoloji müteahhitliği yönünü geliştirmesi gerektiğini söyleyen Dalgakıran, dijitalleşme süreçlerinde makineciler hızlı aksiyon alabilirse, bunun da sektörün gelişimi için diğer bir kaldıraç etkisi göstereceğini kaydetti. Adnan Dalgakıran ayrıca, Türkiye makine sektörünün dünyadaki kalite ve uygun fiyat algısının yanı sıra, marka değerini geliştirmesinin de büyük önem arz ettiğine değindi.

MAKFED Başkanı Dalgakıran ile pandeminin sektörün gelişimine etkilerini, bu süreçte ayakta kalmanın yollarını ve dijitalleşme çağına sektörün nasıl ayak uydurması gerektiğini konuştuk…

Makine sektöründe, dijital dönüşümün etkisiyle ne gibi farklı uygulama alanları ya da trendler ortaya çıkacak? Pandemi, bu süreci nasıl etkiledi?

Dünyada artık sadece makine değil, doğrudan çözüm talebi anlayışı gelişmekte. Dolayısıyla makine üreticilerinin sistem geliştirme, uygulama, izleme ve sürdürülebilir kılma yönündeki kapasitelerini iyileştirmeleri gerekiyor. Bu bakımdan makine üretiminde elektronik ve yazılım unsurları ayrılmaz bir bütün halini aldı. Kendi içerisinde zaten çok disiplinli olan makine sektörünün fizik, optik, elektronik, bilgisayar ve iletişim gibi disiplinlerle birlikte ilerleme ihtiyacı ortaya çıkmakta. Dijitalleşme sürecinde diğer imalat sektörleri çoğu kez uygulama alanıyken biz makineciler, bir nevi onların teknoloji tedarikçileri olarak, ülkenin endüstriyel gelişimi açısından stratejik bir öneme haiziz. Önümüzdeki dönemde öncelikli faaliyet alanları olarak; robot sektörü başta olmak üzere otomasyon yatırımları, eklemeli imalat yöntemleri, emniyet otomasyonu çözümleri, otomatik depolar ve konveyör otomasyonunu da içeren intralojistik sistemler, üretim yönetim sistemi ve bilgi yönetimi yazılımları, yapay görme ve izleme çözümleri ile enerji verimliliği uygulamaları öne çıkacak.

Pandemi sürecinin beraberinde seyahat engelleri getirmesi, makinelerde uzaktan erişimin önemini bir kez daha ortaya koydu ve bu alandaki gelişmelere ivme kazandırdı. Makinelerin verimlilikleri ve sürekliliği için uzaktan izlenmesi ve müdahale edilmesi, artık sıradan çözümler olarak sunulur hale geldi. Teknolojinin bugünkü seviyesi dikkate alındığında, dünya arenasında yer alan makine imalatçılarımızın oldukça dinamik yapılarıyla dijitalleşme konusunda uluslararası rakipleri ile eşdeğer çözümleri ortaya koyabildiklerini görüyoruz.

‘Avrupa ile yakınlaşma ihtiyacı doğacak’

Yeni normal olarak adlandırılan bu sürecin sonrasında makine sektörü; hangi yeni hedef ve amaçlara ulaşmak için çabalayacak?

Yeni normalde verimlilik artışı sağlayacak olan yeni iş yapış şekillerindeki değişim sürecinin hızlandığını göreceğiz. Küresel anlamda tedarik yapılarının gözden geçirilmekte olduğunu biliyoruz. Sektör olarak ticaretimizin önemli bölümünü yaptığımız başta Almanya olmak üzere, Avrupa ülkeleri ile bu anlamda daha da yakınlaşma ihtiyacı olacak.

Beyaz yakanın yüzde 60’ı evden çalışmayı verimli bulmuyor

Evden çalışma sistemini sektörünüz nasıl geçirdi? Önümüzdeki dönem için bu konuda kalıcı çalışmalar olacak mı?

Pandemi etkisi ile ihracat ve iç pazar daralmasına bağlı olarak Nisan ayında yüzde 50’ye kadar düşen kapasite kullanım oranımız, Ağustos’ta yüzde 66’ya kadar yükselirken bu eğilimin Eylül’de de devam ettiğini görüyoruz. Bu dönemde işletmelerimizde kısa çalışmanın yanı sıra, uzaktan çalışma uygulamaları da hayatımıza girdi. Mavi yakanın yapısı gereği, uzaktan çalışma imkanı pek olamıyor. Ancak beyaz yakanın yaptığı bazı işlerin evden de yapılabileceğini görmüş olduk. Buna karşın koronavirüsün etkilerini izlemek üzere yapmış olduğumuz anketlerin birinde, evden çalışmanın verimliliğe etkisini sorduk. Katılımcılarının yüzde 60’ı verimliliği düşürdüğünü, yüze 33’ü ise etkilemediğini belirtirken, verimliliği artırdığını söyleyenlerin oranı ancak yüzde 7’de kaldı. Bu nedenle uzaktan çalışma uygulamalarında, verimliliği sağlayıcı alışkanlık ve yöntemleri geliştirmek gerekiyor.

‘Marka değerini de geliştirmeliyiz’

Gelecek senaryosu içinde, makine sektörünün geleceğini inşa ederken, işin neresinden tutarak ilerlemeyi ve sektörü çok daha üretken ve inovatif bir pozisyona getirmeyi hayal ediyorsunuz?

Sektörümüz Ar-Ge harcamalarını yıllık yüzde 30-40 oranında artırarak bu alana önemli yatırım yapıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri sayısı bakımından da açık ara lider konumdayız. Bu alandaki niteliğimizi geliştirerek, üretim katma değerimizi arttırabiliriz. Büyük mühendislik işlerini yapabilir teknoloji müteahhitliği yönümüzü geliştirmemiz gerekiyor. Ayrıca, kamunun ortaya koyduğu programları da dikkate alarak, özellikle kritik bileşenleri üretmek konusunda birlikte iş yapar duruma gelmeliyiz. Dijitalleşme süreçlerinde hızlı aksiyon alabilirsek, bu da sektörün gelişimi için diğer bir kaldıraç etkisi gösterecektir. Ayrıca dünyadaki kalite ve uygun fiyat algımızın yanı sıra, marka değerlerimizi geliştirmek de büyük önem arz ediyor.