Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye uyguladığı ambargo kriziyle ilgili konuşan RGA Danışmanlık Yönetici ortağı Doç Dr. Ruhi Gürdal, “Makine imalatı sanayinin bu süreçte etkilendiğini söylemek pek olası değil. ABD’nin vereceği kararlar ambargonun da devamında etkili olacak” dedi.

Suudi Arabistan’ın son birkaç yıldır örtülü, ancak son zamanlarda daha açık bir şekilde uyguladığı Türk ürünlerine ambargo kararı, iş dünyası için önemli bir gelişme. Diğer Arap ülkelerine de sıçramaya başlayan, daha çok tekstil ve hazır giyim sektörlerini etkileyen kriz hakkında görüşlerine başvurduğumuz RGA Danışmanlık Yönetici ortağı Doç Dr. Ruhi Gürdal, yatırım malı olması nedeniyle makine imalatı sanayinin bu süreçte etkilendiğini söylemenin olası olmadığını söyledi. Bununla birlikte, pazar ile ilişkilerin kaybedilmemesi gerektiğini dile getiren Gürdal, ambargoya karşın bu pazarı yakından takip etmenin gerekli olduğunu belirtti.

Bu girişimlerin uzun sürmesinin Türk ihracatçısı için kayıp olacağına değinen Gürdal, “ABD’de yeni yönetiminin Ortadoğu politikalarına yönelik alacağı kararlar ambargonun da devamında etkili olacak” dedi.

Ruhi Gürdal ile ambargonun makine sektörüne etkilerini tüm boyutlarıyla konuştuk…

Suudi Arabistan’ın Türk mallarına uyguladığı ambargonun geçmişini, nedenlerini sizden öğrenebilir miyiz?

Suudi Arabistan’ın Türk mallarına uyguladığı örtülü ve son günlerde belirgin olarak ortaya çıkan ambargo uygulamaları, aslında 3-4 yıllık bir geçmişe sahip. Dış politikada Türkiye ile Suudi Arabistan arasında, Arap baharı döneminde başlayan karşıtlık söz konusu. Suudi Arabistan’ın rejimi nedeniyle demokratik yönetimlere geçiş olarak ortaya çıkan, ancak büyük karmaşayla sonuçlanan bu çatışmalı döneme sıcak bakmaması, buna karşın Türkiye’nin bu dönemde Arap baharını destekleyen yaklaşımı söz konusu oldu. Başta Mısır olmak üzere bir tarafta Müslüman Kardeşler yapılanmasını destekleyen Türkiye ve diğer tarafta bu yapıya karşı olan Suudi Arabistan. Bu farklı politikalar, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında soğuk rüzgarların esmesine neden oldu. Özellikle Mısır’da ortaya çıkan bu uyuşmazlık, en önemli kırılma noktalarından birisi. Mısır’da ordunun ülke yönetimine el koyma hareketini Türkiye’nin darbe olarak nitelemesi, Suudi Arabistan’ın ise desteklemesi. Benzer durumun bu boyutta olmasa da Libya’da da yaşanması. İlişkileri kopma noktasına getiren olayı ise Katar’a Körfez ülkelerinin ambargo uygulaması, buna karşın Türkiye’nin onların yanında değil de Katar’ın yanında yer alması. Sadece yer almayıp askeri açıdan işbirliği ve destek vermesi. Bu gelişmeler Suudi Arabistan’ın milli savunma harcamalarının artırmasına neden olurken, bu işten karlı çıkan ülkelerin başında ise ABD geldi. Suudi Arabistan’ın İstanbul konsolosluğunda yaşanan Kaşıkçı cinayeti ise, aradaki ilişkilerin zayıflamasına yol açan diğer bir gelişme oldu. Kısaca son dönemde yıllarca yakın işbirliği içinde olan iki ülke arasındaki bağlar, önemli ölçüde zedelendi. Bu gelişmeler işin boyutunu resmi olarak belirtilmese de ekonomik alanda ambargo uygulamasına kadar getirdi. Kısacası, bu ambargonun ekonomik olarak herhangi bir nedeni bulunmuyor.

Suudi Arabistan’ın bu tavrının kaynağı tam olarak hangi kişi ya da kurumlar?

Suudi Arabistan resmi olarak bu ambargoyu açıklamasa da uygulamada, haberlerde, sosyal medyada Türk mallarına karşı olan tutum ve davranışları somut olarak görebiliyoruz. Satın alma kararlarında tüketicilerin etkilenmeye çalışıldığına şahit oluyoruz. Ambargo kararı resmi olarak alınmasa da genel olarak kamuoyunda yaratılan bir hareket gibi görülse de Suudi Arabistan resmi makamlarınca destekleniyor. Tarife dışı engeller söz konusu. Türk mallarının ithalat ve gümrükleme işlemlerinin yavaşlatılması, geciktirilmesi ve maliyetleri artırıcı bazı uygulamalar Suudi Arabistan resmi kurumları tarafından uygulanmakta. Kısaca Suudi Arabistan yönetimi bu ambargonun aslında başlatıcısı ve uygulayıcısı görünümünde.

Ambargo krizinin ne şekilde ilerleyeceğini öngörüyorsunuz?

Suudi Arabistan dış politikasında ABD ile yakın ilişki içinde. ABD’de yeni yönetiminin Ortadoğu politikalarına yönelik alacağı kararlar, bence ambargonun da devamında etkili olacak. Ancak unutulmaması gereken nokta şu ki; bu ambargo sadece buna bağlı değil. Kaldı ki ortada resmi bir eylem yok. Burada daha çok dış politikada değişimden söz etmek yerinde olur. Türkiye ve Suudi Arabistan ilişkilerinde ABD’nin rolünü göz ardı etmemek gerek. Ambargonun Suudi Arabistan tüketicisi tarafından nasıl algılandığı önemli. Resmi olarak beyan edilmez ve engeller konmaz ise kendiliğinden ortadan kalkması da olası. Ancak Suudi Arabistan pazarında Türk ürünleri için önemli kayıplar vermesi de olası. Türkiye’nin bu pazardaki ürünlerinde süreklilik sağlanamaması durumunda, komşu veya başka ülkelerin bu pazarda Türk mallarının alternatifi olarak girmesine yol açabilir. Bu yöndeki haberlere de rastlıyoruz. Bu girişimlerin uzun sürmesi ve bu ülke ürünlerinin pazarda yerleşmesi Türk ihracatçısı için kayıp olacaktır.

‘Ambargoya karşı pazarı takip etmek önemli’

Ambargodan Türkiye ve makine sektörü bugüne dek nasıl etkilendi?

Ambargonun etkisi tabii ki yapılan ihracatın boyutu ile bağlantılı.  Suudi Arabistan‘a yapılan toplam ihracat, 2017’de yaklaşık 2,7 milyar dolar. 2018’de 2,6 milyar dolar ve 2019 yılında da 3,2 milyar dolar civarında. Toplam ihracat içinde halı vb. eşyalar yüzde 13-14 paya sahip. Kaldı ki Suudi Arabistan’ın toplam ithalatındaki pay ise yüzde 75-80 düzeyinde. En önemli tehdit, bu grup için. Elektrikli makineler ikinci sırada. 2019 yılında yaklaşık 217 milyon dolar. 3’üncü sırada mobilya var, onun da ihracat tutarı 210 milyon dolar.

Makine imalatı sanayinin ihracatı ise, 2018 yılında 157 milyon dolar ve 2019’da 198,5 dolar. 2020’nin ilk 9 ayında ise 134 milyon dolar olmuş. Bu ihracat, geçen sene yapılan ihracatın yüzde 67’si. Bu arada, dikkat çeken bir nokta, özellikle metal işleme makinalarında sadece 11,5 milyon dolar bir ihracat yapılmış olması. Geçen seneki ihracatın yüzde 56’sı düzeyinde. Benzer durum, güç üreten makinalar dediğimiz grupta da var.  Burada oran yüzde 50 olmuş. En iyi performansı, genel amaçlı diğer makinalarda yakalanmış. 200 milyon dolar, sektör için küçük bir rakam değil. Suudi Arabistan pazarına girilmiş ve pay alınmış bir. Yatırım malı olması nedeniyle makine imalatı sanayinin bu süreçte etkilendiğini söylemek pek olası değil. Ancak pazar ile ilişkilerin kaybedilmemesi ve Kovid-19 küresel ölümcül salgının da olumsuzlukları düşünüldüğünde, ambargoya karşın bu pazarı yakından takip etmenin gerekli olduğunu düşünüyorum.

‘Ambargo, yakın vadede makine sektörüne etki etmeyecek’

Makine sektörü önümüzdeki süreçte bu ambargo kararından nasıl etkilenecek? Avrupa’nın pozisyonu bu durumda ne olacak ve bu durum bizi nasıl etkileyecek?

Suudi Arabistan’a odaklanılmış ve küçümsenemeyecek pazar payları elde edilmiş. En önemli sorun, bu pazarın başka ülkeler tarafından doldurması. Pazarında kazanılmış olan bu potansiyel ve rekabet gücü kaybı söz konusu olabilir. Makina sektörünün özellikle genel amaçlı makinalar kısmında yaklaşık yıllık 80-100 milyon dolar ihracat yapılan bir pazar söz konusu. Yüksek maliyet ödediğimiz, kazanılmış bir pazar payı.  Makina sektörünün pazara girişinden sonra önemli olan unsurlardan birisi tanesi, kullanıcılar tarafından beğenilmesi ve kabul edilmesi durumunda yatırım malı olduğu için gelecek yatırımlarda referans olarak kullanılması. Pazarda payın artırılması ihracatçı için satış sonrası servis maliyetlerini düşüren ve karlılığı artıran gelişmeler. Parça ve aksesuar satışlarınız önemli ihracat gelirlerinden biri. Bu nedenlerle ambargonun yakın vadede makine imalatı sanayi üzerinde etkisinin olacağını düşünmüyorum.