DEİK Türkiye-Rusya İş Konseyi Eski Başkanı Dr. Turgut Gür, geçmişten günümüze Rusya ve Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri değerlendirdi. Türkiye ve Rusya arasındaki stratejik iş birliklerinin önemine değinen Turgut Gür; “Her iki ülke arasındaki ekonomileri etüt ettiğimizde bu ekonomilerin birbirini tamamlama özelliğinde olduğunu görüyoruz. Çünkü Rusya’da olan Türkiye’de yok, Türkiye’de olansa Rusya’da az veya hiç yok” diye konuştu.

2000-2009 yılları arasında DEİK Türkiye-Rusya İş Konseyi Başkanlığı yapan ve halen DEİK Türkiye-Rusya İş Konseyi Onursal Başkanı olan Dr. Turgut Gür AİMSAD Dergisi’ne iki ülkenin siyasi ve ekonomik ilişkilerinin başlangıcından bugüne kadar geçen süreci, Türkiye ve Rusya’nın birbirleri için neden önemli olduklarını ve gelecek dönemde iki ülkenin ilişkilerinin nasıl bir yol seyredeceğini anlattı.

DEİK Türkiye-Rusya İş Konseyi Başkanlığı yaptığı dönemdeki ilişkileri kısaca değerlendiren Dr. Turgut Gür; “Görevde kaldığım yaklaşık dokuz yıllık dönemde Rusya’ya olan ihracatımızı ikiye katladık. Bizim zamanımızdaki rakamlar hala yok. Karşılıklı yatırımları başlattık. Bugün ki yatırımların dörtte üçü 2002-2008 yıllarında ilk adımını attığımız projeler. Elbette Ruslar da bunun karşılığında yatırım yaptılar ve böylece ticari ve ekonomik ilişkilerimiz arttı” diye konuştu. Sovyetler Birliği’nin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne her alanda destek verdiğini hatırlatan Gür; “Özellikle 1927-1932 yılları arasında sanayi hamleleri kapsamında yapılan yatırımlar, Sovyetler Birliği’nden alınan kredilerle yapıldı. Atatürk ve Lenin arasındaki bu dostluğun getirmiş olduğu sanayi yapılanması Türkiye’nin Osmanlı döneminden kalan borçlarını ödemesini sağladı. Ancak 1949 yılında Türkiye’nin NATO üyesi olmasıyla birlikte Sovyetler Birliği Dönemi’nde kurulan ilişkiler sıfır noktasına geriledi. Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra da ticari ve ekonomik ilişkiler yeniden boyut kazanmaya başladı” dedi.

“TÜRKİYE BİR SATIYORSA, RUSYA TÜRKİYE’YE DÖRT KATINI SATIYOR”

1991 yılı sonrası Rusya Federasyonu ile en yakın ilişkileri kuran ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğine değinen Turgut Gür şu değerlendirmeleri yaptı; “Her iki ülke arasındaki ekonomileri etüt ettiğimizde bu ekonomilerin birbirini tamamlama özelliğinde olduğunu görüyoruz. Çünkü Rusya’da olan Türkiye’de yok, Türkiye’de olansa Rusya’da az veya yok. Listeye baktığımız zaman Türkiye’nin enerji ihtiyacının çok önemli bir kısmı; doğal gaz, petrol ve petrokimya ürünleri Rusya’dan karşılanıyor. Bunun dışında demir, çelik, kömür kereste, gübre ve tarım ürünlerinden bir miktar Türkiye’ye ihracat ediyorlar. Son rakamlara baktığımızda Rusya’dan yaptığımı ithalat 17-18 milyar doları buluyor. Bizim de ona karşı ihracatımız kısıtlı ürünler çerçevesinde 4,5 milyar dolar seviyesinde. Yani Türkiye bir satıyorsa, Rusya Türkiye’ye dört katını satıyor. Biz genelde tekstil, konfeksiyon ürünleri, makine-makine parçaları, yaş sebze-meyve gibi günlük kullanılan ürünleri ihraç ediyoruz. 2021 yılı verilerine bakıldığında Rusya’dan yaptığımız toplam tarım ürünleri ithalatımız 4,03 milyar dolara ulaştı. Bunun karşılığında tarım ihracatımız 1,5 milyar dolar seviyesinde kalmış. 2021 yılında Türkiye-Rusya’dan 1,08 milyar dolar, 6,07 milyon ton buğday ithalatı yapmış. Aynı zamanda ay çiçek yağına baktığımızda 1,01 milyar dolar değerinde 913 bin ton ham yağ ithalatı yapmışız. Bu iki ürünün ihracatında birinci sıradayız. Arpaya bakıyoruz 1,02 milyon ton 310 milyon dolar tutarında ithal etmişiz. Kepek, küspe bunlarda da birinci sıradayız” dedi.

“RUSYA’DAN TURİZM GELİRİMİZİN TOPLAM TUTARI YILLIK 6 MİLYAR DOLAR CİVARINDA”

Türkiye’nin Rusya’dan ihraç ettiği ürünlere karşılık, Türklerin de Rusya’da birçok projeye imza attığını belirten Gür şu bilgileri verdi; “Yine 2021 verilerine bakacak olursak, Türkiye 2021 yılının sonunda Rusya’da iki bin proje gerçekleştirmiş. Bu projelerin toplam tutarı 65 milyar dolar. Bunların dörtte üçü gerçekleşmiş, dörtte biri yani 15 milyar dolar civarındakiler şu anda yapım aşamasında. Turizmde ise Türkiye’nin yurt dışından almış olduğu turistler bakımından son beş yıldır Rusya birinci sırada. Sırf Rusya’dan turizm gelirimizin toplam tutarı yıllık 6 milyar dolar civarında.”

Erdoğan ve Putin’in yapmış olduğu son görüşmelerde karşılıklı dış ticaret hacminin 100 milyar dolara ulaşması yönünde hedef belirlediklerini ifade eden Gür; “Şimdiye kadar Rusya’nın bize yaptığı ihracat oranı en yüksek 21-22 milyar dolar seviyesine çıktı. Bizim Rusya’ya yaptığımız ihracat oranı da en fazla 7,5 milyar dolar seviyelerinde oldu. İkisinin toplamı ortalama maksimum 29-30 milyar dolara yükselmiş. Demek ki bu rakamları üçe katlamamız lazım. Ancak zaman içinde yaşanan uçak krizi, ve pandemi, şimdilerde yaşanan Rusya-Ukrayna arasındaki kriz ekonomiyi olumsuz etkileyen faktörler olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

“TÜRKİYE’YE GÜVENİYORLAR”

Rusya-Türkiye arasındaki enerji iş birliklerinin karşılıklı güveni temsil ettiğine değinen Turgut Gür sözlerine şöyle devam etti; “Rus doğal gazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçiyor. Rusya’nın Karadeniz sahillerinden başlayıp Samsun civarında yılda 16 milyar metreküp kapasiteli doğalgaz taşıyan Mavi Akım Doğalgaz Boru Hattı sayesinde farklı bölgeler ciddi anlamda Rus doğalgazını kullanmaya başladı Bunun dışında Türk Akım Doğalgaz Boru Hattı yine Karadeniz’in altından geçip, Trakya’dan karaya çıkıp oradan Avrupa’ya gaz taşıyor. Bu hat Ukrayna üzerinden daha ucuz, daha kolay yapılabilirken neden Türkiye üzerinden yapıldı. Çünkü Ukrayna’ya bakış açıları geçmişten geliyor. Türkiye’ye güveniyorlar. ‘Türkiye ile büyük problemeler olmaz, küçük problemleri de atlatırız dediler. Akkuyu Nükleer Santrali için 2,5 milyar dolar kredi verdiler ve yatırım yaptılar. Bu üç projeyi alt alta koyduğunuzda ortaya stratejik iş birliği çıkıyor. Bu stratejik iş birliği çerçevesinde Türkiye’de NATO’ya rağmen 2,5 milyar dolar vererek S400 savunma füzelerini ithal etti.” Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan kriz nedeniyle ticaret güzergahları arasında sıkıntı oluşacağına değinen Gür; “Rusya’ya ihraç ettiğimiz mallar tırlarla ve gemilerle gönderiliyor. Küçük olan bazı parçalar da hava yoluyla gidiyor. Türkiye ile Rusya arasında bir kriz olmasa dahi bu mevcut ülkeler arasındaki kriz nedeniyle sigorta şirketleri tedirgin oluyorlar. Bu bölgelere gönderilecek ürünlerle ilgili sigorta yapmayı güvenilir bulmuyorlar. Bu da söz konusu ticaretin aksamasına neden oluyor elbette” dedi.

“TÜRKİYE’NİN RUSYA’DAN  VAZGEÇMESİ MÜMKÜN DEĞİL”

Amerika ve Batı Bloku’nun Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara değinen DEIK Türkiye-Rusya İş Konsey Eski Başkanı Dr. Turgut Gür; “Amerika ve Batı Bloku, Rusya’ya ‘Senden hiçbir şekilde enerji almayacağız ve sana hiçbir şekilde senin ihtiyacın olan malı satmayacağız. Bankacılık sisteminde kilit rol oynayan olan swift sistemini durduracağız. Hatta ve hatta Putin’den başlayarak belli kişilere yaptırım uygulayacağız’ dedi. Ancak bu tek taraflı değil. Batı, Rusya’ya uyguladığı bu yaptırımlarla kendi enerji ihtiyacını da riske soktu. Ben Rusya, Amerika ve Batı Bloku’nun ilişkilerinin eski haline gelmesinin üç yılı bulacağını düşüyorum. Her ne kadar Rusya ile çekişseler de sıcak savaşın bunlar arasında büyüyeceğini düşünmüyorum. Kriz sadece Ukrayna ile sınırlı kalacak. Türkiye açısından bakacak olursak, Türkiye NATO üyesi ve NATO’da Rusya’ya karşı alınmış olan kararlar Türkiye’nin elini kolunu bağlıyor. Burada Türkiye’nin çok iyi bir dış politika strateji uygulaması lazım. Diğer yandan Türkiye’nin Ukrayna ile tarihi, coğrafi, sosyal ve ticari ilişkileri de var. Rusya’dan aldığı gibi Ukrayna’dan da birçok ürün ithal ediyor. Ukrayna’dan alsa ‘Rusya ne oluyor?’ diye sorabilir.  Onun için Türkiye’nin Rusya’dan vazgeçmesi mümkün değil. Enerji bakımından Rusya’ya kesin bağlıyız. Ticareti değiştirip, çeşitlendirebiliriz ondan almayıp, başkasından alabiliriz. Ancak sağladığı avantajları unutmamak gerekiyor” diye konuştu.