Şirket yönetimini üç kuşak birlikte yürüten ve belirledikleri aile anayasası çerçevesinde ticari faaliyetlerine devam eden Fen-iş Makina yöneticileri ile “Babalar ve Çocukları” röportajı için buluştuk. Her şirketin bir anayasası olması gerektiğini belirten şirket yöneticileri, üç farklı jenerasyonun birlikte nasıl çalıştığını, kişisel olarak kurumsallaşmayı nasıl değerlendirdiklerini, kuşak değişiminde nelere dikkat ettiklerini anlattılar.

Babalar ve Çocukları’nın bu sayıdaki konukları Fen-iş Makina Kurucusu Durmuş Akkuş, Yönetim Kurulu Başkanı Tijen Akoğlu ve Genel Müdür Tuncay   Akkuş oldu. Firmalarında dede, çocuklar ve torun olmak üzere üç kuşak birlikte çalışıyorlar. Kuşak değişiminin kaçınılmaz olduğunun bilincinde olan firmanın deneyimli isimleri, kuşak çatışmasını bir kenara bırakarak yeni kuşağın heyecan ve inovatif bakış açısıyla, eski kuşağın bilgi ve birikimini harmanlayıp kendilerine verimli bir çalışma ortamı oluşturuyorlar.

  • Kurumsallaşmanın bu kadar konuşulduğu bir yerde aile şirketi olmak, buna hep tezat gibi anlatıldı. Oysa Avrupa’da kurumsallaşmış aile şirketleri var. Sizce bu denge nerede yakalanabilir?

Durmuş Akkuş: Kurumsallaşma bizlere anlatılmadı. Kurumsallaşma konuşulduğu zaman bizim neslimize hep ters geldi. Emeklerimizi tanımadığımız bir profesyonele emanet etme fikri bizlere yanlış geldi. Fakat günümüze bakıldığı zaman kurumsallaşmayı doğru uygulayan şirketler ayakta kalmayı başarabiliyorlar. Gelişim ve ilerleme kurumsallaşmayı doğru uygulayan şirketler için var. Aile şirketleri de kurumsallaşabilir fakat amaç kurumsallaşma değil. İşin ilerleyişi şirketleri kurumsallaşmaya iter. Ben kurumsal firmayım diyen birçok şirketin kurumsallaşmayı yanlış anladığını ve kendi doğru değer yargılarına göre şekillendirdiğini düşünüyorum.

Tijen Akoğlu: Ben kurumsallaşmanın şart olduğunu düşünmüyorum. Kurumsallaşma olacaksa da belli bir sistem kurularak olmalıdır. Yönetim ve işleyiş tamamen profesyonellere bırakılmamalı onlar ile dirsek teması yapılmalıdır. Tecrübeli ve sorumluluk alabilecek aile bireyleri mutlaka yönetimin içinde olmalıdır. Çalışanlar ile aile üyeleri, aile üyelerinin de kendi arasında görev ve yetki dağılımı net olarak belirlenmelidir. Çünkü hiç kimse sizin sahiplendiğiniz kadar işi sahiplenemez. Aile şirketlerinde elde edilen kazanç, işe yatırım yapıldığı takdirde başarı ve büyüme sağlanabilir.

Tuncay Akkuş: Türk şirketleri olarak kurumsallaşmayı doğru zamanda, doğru şekilde uygulayabilirsek aile şirketine tezat olmadığını anlayacağız. Kurumsallaşma kavramı ülkemizde anlaşıldığı gibi bir kavram olmamakla birlikte işin devamı için şirketinizin zaman içinde sizi gerçek anlamda kurumsallaşmaya zorladığı noktada kıymetlidir. Amaç kurumsallaşma olmamalıdır, daha fazla ileriye gidebilmek için atılması gerekli adımlar olmalıdır. Her aile şirketinin bizde de olduğu gibi aile anayasası ve şirket kuralları ile yönetilmesi gerekmektedir.

“İŞİ İYİ BİLENE EMANET ETMEK HER AİLE ŞİRKETİNİN UYGULAMASI GEREKENDİR”

  • Her aile şirketi kurumsallaşmalı mıdır?

Durmuş Akkuş: Her aile şirketi kurumsallaşmalı demek doğru olmaz bu tamamen vizyon ve bakış açısı ile ilgilidir. Ama her aile şirketinin kuralları olmalıdır. İşi iyi bilene emanet etmek veya işe kişi yetiştirmek her aile şirketinin uygulaması gerekendir.

Tijen Akoğlu: Aile şirketleri kesinlikle kurumsallaşmalıdır diyemem. Biz kurumsallaştık diyen aile şirketlerinin de kurumsal olduğuna inanmıyorum. Dünyada gerçek anlamda kurumsallaşan şirket sayısı çok az.

“HEDEFLER ŞİRKETİMİZİN ORTAK HEDEFLERİ İSE HERKESİN FİKRİNE İHTİYAÇ VAR”

  • Şu an Türk işletmelerine baktığımızda büyük ölçüde kuşak değişimi yaşandığını görüyoruz. Siz kuşak çatışması yaşadınız mı? Bir sonraki kuşağın doğruları ile sizin doğrularınız farklı mı?

Durmuş Akkuş: Aile şirketleri için kuşak değişimi kaçınılmaz gerçektir. Bu her nesilden nesile yaşanacak bir gerçektir. Önemli olan her zaman niyet ve emektir. Bir işi daha iyi yapmak için gereken çaba ve enerji bir sonraki nesilde varsa, güvenip onlara belli bir süre sonra emanet etmek gerekir. Çünkü teknoloji ve işletmenin gereksinimleri günden güne değişmektedir. Bunları doğru zamanda yakalayarak uygulamak her kuşağın ortak amacı ise kuşak çatışması düşünülemez.

Tijen Akoğlu: Aile şirketlerinde görev tanımı iyi yapılmadığı, yetki ve sorumluluk doğru belirlenmediği sürece sorun bitmeyecek ve işletme hep zarar görecektir. Kuşak çatışması açıkçası ben yaşamadım. Ancak ağabeyim çok uzun yıllardır babam ile birlikte çalıştığı için bu zorlukları yaşadı. Babam bu işletmeyi sıfırdan zorluklarla kurduğu için kaybetme korkusuyla ağabeyimi hep frenledi. Hep öz sermaye ile büyümeyi istedi. Bu da çatışmalara yol açtı. Ben işletmeye geldikten sonra görev ve yetki paylaşımı yaptık. Babam tüm yetkiyi bize devretti. Üçüncü nesil olan yeğenim de son üç yıldır bizimle birlikte çalışıyor. Bizim tek hedefimiz şirketimizi büyütüp, üretimimizin yüzde 90’ınını yurt dışına satmak.

Tuncay Akkuş: Yeni kuşakta olan heyecan, azim ve inovatif bakış açıları ile bizim kuşağımızda olan tecrübe, bilgi ve birikim harmanlandığı zaman hem yenilikçi, çağa ayak uyduran hem de ayakları yere sağlam basan verimli bir çalışma ortamı oluşturmak mümkün. Şirketimizde hiçbir zaman hiçbir karar tek bir kişinin kararı olamaz. Üçüncü kuşağın temsilcisi olarak aramıza katılan oğlum ile herhangi bir çatışma yaşamadık bugüne kadar. Hedefler şirketimizin ortak hedefleri ise herkesin fikrine ve vizyonuna ihtiyaç vardır. Biz şirketimizde tüm fikirleri hep birlikte toplayarak nihai kararı yine hep birlikte veriyoruz.

  • Çocuklarınızı şirket içinde görevlendirirken neye dikkat ettiniz?

Durmuş Akkuş: Her zaman; görev ve sorumluluk verilmez, alınır diye düşünürüm. Ben bir görevlendirme yapmadım. Kızım Tijen Akoğlu, oğlum Tuncay Akkuş ve torunum Durmuşcan Akkuş şu an işletmede görev ve sorumluluk bilinci ile markamızı daha ileri nesillere aktarma amacı ile çalışıyorlar. Görevlerini eğitimleri ve yeteneklerine göre kendileri aldılar. En önemli şey işini sevmektir. İşini sevmek ve çok çalışmak her kademede başarıyı getirecektir.

“YENİ KUŞAĞIN VİZYONU, BİZLERİN TECRÜBE VE BİLGİ BİRİKİMİ İLE HARMANLANMALI”

  • Yönetim biçimleri de değişiyor. Eskinin sert yönetici tipi, şimdi iletişimi yüksek, ortak karar alabilen bir özelliğe dönüştü. Aile işletmesi olarak bu dengeyi kurarken, yol haritanız ne oldu ya da olacak?

Durmuş Akkuş: Bizim zamanımızda usta çırak ilişkisi vardı. Yönetim sistemlerini bilen yoktu. Nihai amaç usta-çırak ilişkisinde de kaliteli ürünler üretmekti, şimdi de kaliteli ürünler üretmek. Sadece süreci yönetme şekli değişti. Teknolojinin gelişimi ile birlikte artık yönetmek ve takip etmek de kolaylaştı. Şirketimizde kararlar her zaman ortak kararlar ile uygulanabilir hale geliyor. Üretim sistemleri ile süreci yöneten ekip de sizinle aynı amacı taşıyor ise dengeyi kurmak ve uygulamak kolay oluyor.

Tijen Akoğlu: Biz işletmemizde yönetim tarafında iş bölümü yaptık. Büyüklerimizin tecrübesini gençlerin dinamik ve yenilikçi yapısını harmanlayarak bir çalışma ortamı kurduk. Ayrıca odalarımızı ayırmadık herkesin görevi ayrı ama aynı ortamda. Aramızda kompleks veya güven sorunu yok. Aile şirketlerinde genellikle sorun hep en üstte ben olacağım kompleksinden veya o çok para harcıyor, ben az harcıyorumdan çıkar. Biz ileride böyle bir sorun yaşamamak için maaş sistemi getirdik. Yıl sonunda kar payı dağıtmak sureti ile bu sorunu ortadan kaldırdık.

Tuncay Akkuş: Biz işletmemizde tüm kararları ortak alıyoruz. Ailevi bağları işe karıştırmadan herkesin fikrine ihtiyacımız var. Daha önce de belirttiğim gibi her kuşağın kendine göre bakış açısı var. Yeni kuşağın vizyonu, bizlerin tecrübe ve bilgi birikimi ile harmanlanmalı. Gelecek nesillere daha iyi bir marka ve şirket aktarmak ve 52 yıllık geçmişin üzerine nicelerini yaşamasını sağlamak için tek yol haritamız vardır, o da kalite ve dürüstlüktür.

“GÜVEN VE KALİTE ASLA TESADÜF DEĞİLDİR”

  • Sözün senet olduğu yıllardan, çekin ödenmediği dönemlere geldik. Dünden bugüne bu bozulmayı okurken yeni kuşaklara tavsiyeleriniz neler?

Durmuş Akkuş: Söz senetti durumu bizim zamanımızdaydı. Dediğiniz gibi şimdilerde çekler ödenmiyor. Ticareti çok doğru yapan gençler de var fakat yeni neslin problemi kolay yoldan varlık sahibi olmak. Kar odaklı iş yapmak ve kısa yoldan çok fazla varlık sahibi olmak… Benim naçizane tavsiyem yeni nesil kardan ziyade ne iş yaparsa yapsın kaliteli ve dürüst iş yapmaya özen göstersin. Güven ve kalite asla tesadüf değildir ve uzun yıllar emek isteyen şeylerdir. Sadece bugünü düşünerek bunları elde edemeyiz.

Tuncay Akkuş: Tek tavsiyem dürüstlükten vazgeçmesinler. Yaptıkları iş ne olursa olsun en iyi ve en kaliteli şekilde yapmaya çalışsınlar. Uzun vadeli başarıyı getirecek en önemli şey dürüstlüktür. Hiçbir başarı bir günde gerçekleşmez, ülke olarak her zaman daha ileriyi düşünerek en kaliteli işleri yapmalı ve ürettiklerimizi çeşitli pazarlara sunmalıyız. Bu hiçbir zaman kısa sürede olmayacaktır. Sabır ve azimle hedefleri koyarak çalışmak gerekir.

  • Yeni bir ekonomi, yeni şartlar, farklılaşan bir yaklaşım. Sizce firmalar bu dönüşümü nasıl yönetmeli?

Tijen Akoğlu: Bir işletmenin içeriden ve dışarıdan gelebilecek yeni koşullara uyum sağlayabilmesi için her zaman b planlarının olması ve kendini sürekli yenilemesi gerekmektedir.  Dijitalleşme üretimden, yeni pazarlara erişmeye, satış sonrası hizmetlere kadar her aşamada kolaylık sağlıyor. Sosyal medyayı iyi yönetmek de iyi bir reklam ve tanıtım sağlıyor. Panik yapmadan sakin bir şekilde ilerlenmelidir. Panik her zaman hata yaptırır. Pandemide hiç öngörülmeyen gerçekten zorlu ve belirsiz bir süreç geçirdik, geçiriyoruz. Ekim ayındaki WoodTech Fuarı ve kasım ayındaki Avrasya Fuarı ile moralimiz yerine geldi, enerjimiz yüksek bir şekilde üretime devam ediyoruz.

“AİMSAD’A SEKTÖRE SAĞLADIĞI KATKILARDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ”

  • AİMSAD’ın çalışmaları hakkında neler söylemek istersiniz?

Durmuş Akkuş: AİMSAD’ı şimdiye kadar hayata geçirdiği tüm çalışmalardan dolayı kutluyorum. 

Tijen Akoğlu: AİMSAD sektör firmalarını bir araya getirerek bilgi alışverişi, dayanışma ve iş birliği yaparak sektördeki büyük bir boşluğu doldurduğunu düşünüyorum. Kurumsal kimliği sayesinde her yerde sesimizi duyurabiliyoruz, yurt içinde ve yurt dışında bizleri temsil etmesi de bizlere destek sağlıyor. Emeği geçen tüm AİMSAD ailesine teşekkür ederiz.

Tuncay Akkuş: AİMSAD’ın sektörün tüm firmalarını bir araya getirerek birçok firmadan talepleri, sıkıntıları veya söylemek istediklerini toparlayıp, değerlendirerek tek bir ses oluşturması birlikten kuvvet doğar sözünün kanıtıdır. Gerek fuar katılımları gerek tanıtım faaliyetleri ile ülkemizin ağaç işleme sektörüne yapmış oldukları katkı yadsınamaz. Fen-iş Makina olarak, birlik ve beraberlik ile sektöre sağladığı katkılardan dolayı teşekkür ederiz.

“MEMNUN MÜŞTERİ, POTANSİYEL YENİ MÜŞTERİLERİ GETİRİR”

  • Değişen bir ekonomiden ve onun yarattığı krizden söz ediliyor? Yıllarca krizlerle boğuşmuş bir firma olarak geminizi bu zamana nasıl getirdiniz?

Durmuş Akkuş:

Türkiye’de her zaman krizler yaşanıyor. İş hayatına başladığımdan beri birçok kez kriz dönemlerini atlatıp, 52 yıllık bir firma olarak bu günlere geldik. Önemli olan her zaman en kaliteli ürünleri üretme arzusudur. Ürettiğiniz ürünleriniz kaliteli ise, siz dürüstseniz her zaman geminiz yürür, markanız büyür. Fen-iş Makina olarak kurulduğumuz günden bugüne her zaman nihai amacımız daha fazla kardan ziyade en kaliteli ürünleri nihai tüketici ile buluşturmak oldu. Kalite ve güven ilkesi ile ilerleyen her firma her dönemde ayakta kalacaktır.

Tijen Akoğlu:

Sanırım bu kadar zorluğu ve krizi üst üste yaşayan başka bir nesil yoktur. Evet, babalarımız da çok kriz, zorluk yaşamış ama arada nefes alma imkanları olmuş. Karlılık yüksek olduğu için bir şekilde gemiyi yürütmüşler. Müşteri memnuniyeti hep önceliğimiz oldu. Çünkü memnun müşteri, potansiyel yeni müşterileri getirir. Biz de ihracatın tek çare olduğu düşüncesi ile yeni ve kaliteli makineler yaparak tüm enerjimizi fuarlara verdik. Çok şükür istediğimiz seviyeye henüz gelmese de ihracat sayesinde ayakta durmayı başardık.

Tuncay Akkuş:

1970 yılında imalata başlayan Fen-iş Makina’da 1985 yılında ticari hayatıma başladığımdan beri ülke olarak sayısız kriz yaşadık. Tüm krizlerden güçlenerek çıkmak her zaman ana hedefimiz olmuştur. Her kriz aslında bir fırsattır. Kriz zamanlarında sakin kalmak, Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmaları ile alternatif pazar çalışmalarını hızlandırmak ileriye dönük pozitif etkisi olacak en akıllıca stratejidir. Amacımız her zaman müşterilerimize en kaliteli ürünleri sunmak oldu. Markamızın 52 yıldır temelini oluşturan kalite ve güven ilkelerinden vazgeçmeyerek her zaman en kaliteli ürünleri üretme amacı ile bugüne kadar tüm krizlerden güçlenerek çıktık.