Önünüz alabildiğine deniz, arkanız yeşilin farklı tonları ile bezeli orman ve ormanların içinde binlerce yıllık antik kent kalıntıları… Bu tarifi gözlerinizle görmek isterseniz rotanızı Antalya’ya doğru çevirmeniz gerekiyor. 1972 yılında milli park ilan edilen Bey Dağları diğer adıyla Olympos, eşsiz doğası, endemik bitki ve hayvan türleri, antik çağa uzanan ve efsanelere konu olan tarihi ile Türkiye’nin en kıymetli orman varlıklarının başında geliyor.

Antalya sınırları içeresinde yer alan ve Toros Dağları’nın batı uzantılarından olan Bey Dağları, diğer bir adıyla Olympos jeolog ve coğrafya bilimciler için çok değişik olanaklar sunuyor. Antalya Körfezi’nin batısında, kuzey-güney doğrultusunda körfeze paralel olarak uzanan Bey Dağları grubu, 600 ile 3 bin 086 metre rakım arasında yer alan dağlardan oluşuyor. Tekedoruğu, Bakırlı Dağı, Tahtalı Dağı ve Kızlar Sivrisi önemli dorukları arasında yer alıyor. En yüksek doruğu ise 3 bin 086 metre ile Kızlar Sivrisi. Zengin biyolojik çeşitlilik, epik ve jeomorfolojik oluşum ile birlikte, 1972 yılında, 69 bin 800 hektarlık alan milli park alanı olarak ilan edilse de 1988 yılında yerleşim alanlarının milli park sınırları dışında bırakılması ile park bugün 34 bin 425 hektarlık bir alana sahip.

100 kilometrelik sahil boyunca deniz seviyesine kadar inen kızılçam ormanı ve maki formasyonu, antik kentleri, hemen sahilin yanı başında 2 bin 365 metre yüksekliğe sahip Tahtalı (Olympos) Dağı, Olympos Antik Kentinin yakınında yer alan Bellerophon efsanesine de sahne olan Yanartaşı ve park içinde yer alan 25 adet yöre endemiği, 154 adet Türkiye endemiği bitki türü parkın başlıca kaynak değerleri arasında yer alıyor. Antik Likya bölgesinde yer alan milli parkta; Idyros, Olympos ve Phaselis Antik Kentlerinin yanı sıra Likya’nın sönmeyen ateşi Chimera da bulunuyor.

YILIN HER MEVSİMİNDE AÇIK ALAN AKTİVİTESİ YAPABİLİRSİNİZ

Akdeniz iklim şartlarına sahip olan milli parkta; yılın her mevsiminde, deniz sporları, piknik, kamp, yürüyüş, yamaç paraşütü gibi açık alan aktiviteleri yapılabiliyor. Ayrıca oldukça köklü bir tarihe sahip olan bölge de arkeolojik alanlar da bulunuyor.

25 ADET BÖLGE ENDEMİĞİ BİTKİ BULUNUYOR

Batı Torosları oluşturan genç Bey Dağları kaya itibariyle başlıca serpantin ve kalkerden oluşuyor. Kıyı bölgelerde kızılçam olan orman örtüsü, yükseldikçe yerini karaçam ve sedire bırakıyor. 0-2 bin 365 metre yükselti farklılığı ve değişik bakı özelliği ile zengin biyolojik çeşitliliğe sahip milli parkta, Akdeniz iklim tipinin bitki topluluklarını sergileyen orman ve maki örtüsü hakim konumda. Flora yönünden çok zengin olan milli parkta Sakız Ağacı (Pistasia terebinthus), Yabani Zeytin (Olea oleaster), Sandal (Arbutus andrache), Keçiboynuzu (Ceretonia ciliqua), Defne (Laurus nobilis), Tespih (Styrax officinalis) başta olmak üzere 865 bitki türü tespit edilmiş. Bu bitki türlerinin 25 adedi ise bölge endemiği olup sadece bu bölgede yetişiyor.

TÜRKİYE’DE BULUNAN 456 KUŞ TÜRÜNÜN 72’Sİ MİLLİ PARKTA SINIRLARI İÇİNDE YAŞAMLARINI SÜRDÜRÜYOR

Bey Dağları Sahil Milli Parkı içerisinde ayı, kurt, tilki, yaban keçisi, vaşak, sincap, oklu kirpi gibi kara memelilerinin yanında kıyılarda nadir de olsa Akdeniz foku gibi sayıları her geçen gün azalan önemli türler hem barınıyor hem de ürüyor. Türkiye’de bulunan 456 kuş türünün 72 adedi de yine milli park sınırları içinde yaşamlarını sürdürüyor. Ayrıca bölgede üç tür endemik kelebeğin yanı sıra Likya Semenderi (Lyciasalamandra irfani) olarak adlandırılan bir tür endemik sürüngen bulunuyor. Ayrıca Caretta Caretta olarak bilinen deniz kaplumbağalarının yumurta bıraktığı Tekirova ve Çıralı Sahilleri de özel koruma altında bulunuyor.

OLYMPOS, PHASELİS, İDYROS ANTİK ŞEHİRLERİ

Antik çağlarda Likya olarak bilinen bölgenin doğusunda yer alan Beydağları Sahil Milli Parkı tarih öncesi dönemlerden itibaren iskan bölgesi olarak kullanılmış. Özellikle sahilin kuzeyinde yer alan Beldibi Mağarasındaki buluntular bu bölgenin iskan için kullanıldığının en büyük ispatı olarak gösteriliyor. Pamfilya ve Likya sahilleri arasında bulunan milli parkın içerisindeki uzun ve eşsiz sahilde Olympos, Phaselis, İdyros Antik Şehirleri yer alıyor. M.Ö. VII. yüzyılda Rodoslular tarafından kurulan kent, uzun yıllar Likya’nın doğu kıyısının en önemli limanı olarak kullanılmış. Kuzey Limanı, Savaş veya Korunmuş Liman ve Güneş Limanı olmak üzere toplam üç limanı bulunan Phaselis’in, en önemli limanı güneyde yer alıyor.

ANTİK KENTLERE AİT KALINTILARI GÖRMEK MÜMKÜN

Antik kentin ortasında 20-24 metre genişliğinde muhteşem bir cadde bulunuyor. Bu caddenin güney ucunda Hadrian su yolu kapısı yer alıyor. Şehre su taşıyan kemerlerin bir kısmı, deniz tarafında korunma için yapılmış duvarlar, agora ve hamamlara ait kalıntılar antik şehrin içinde bulunuyor. Ayrıca İmparator Adrian’ın şehre gelmesi şerefine yaptırılan kapı yıkılmış olmasına rağmen belirgin durumda. Antik kent içinde yer alan caddeler, tiyatro kültürel etkinlikler düzenlemek için günümüzde hala kontrollü olarak kullanılıyor. Şehrin nekropol ve tapınak kısmında ise henüz kazı çalışması yapılmamış.

DÜNYANIN EN GÜZEL 10 YÜRÜYÜŞ ROTASINDAN BİRİ

Likya uygarlığı tarafından kullanılan ve kökleri M.Ö. IV. yüzyıla uzanan tarihi Likya yolu ise doğa ve tarihle iç içe muhteşem bir yürüyüş parkuru. Dünyanın en güzel 10 yürüyüş rotasından biri olarak kabul edilen Likya Yolu, Antalya’dan başlayıp Fethiye’de son bulan 509 kilometrelik uzunluğa sahip. Yolun 125 kilometresi Beydağları Sahil Milli Parkı içerisinde ve çevresinde bulunuyor.