Pandemi nedeniyle Avrupa ve Çin’de üretimin azalmasının Türkiye için avantaj olduğunu söyleyen AES Group Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Toktaş, “En büyük dezavantajımız Türk makinesi kalite algısı. Her firmanın kaliteli Türk makinesi algısını yükseltmek için çaba harcaması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

1989 yılında kurulan AES Group, faaliyetlerini bu tarihten itibaren ahşap işleme makineleri ürün grubunda sürdürüyor. Ürün portföyünde CNC freze makineleri, CNC işleme merkezleri, CNC delik makineleri, panel ebatlama makineleri ve bu makinelerin entegrasyonu için kullanılan otomasyon hatları bulunuyor. AES Group toplamda dört fabrikada üretim faaliyetlerini sürdürüyor. Ayrıca Belçika ve ABD’de satış ve satış sonrası servis hizmetlerinin organizasyonu için iki şubesi ve showroomları mevcut. İç piyasa lider durumda olan AES’in uluslararası pazarda da firma bilinirliği her geçen gün artıyor ve sektörün öncü firmalarından biri haline geliyor. AES Group, Türkiye pazarı başta olmak üzere satışlarını tüm dünyada gerçekleştiriyor. Ana pazarları Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere Uzak Doğu Asya, Avustralya ve Kuzey Amerika bölgelerinde. Pazar çeşitliliğini sağlamak için yatırımlarına ve çalışmalarına devam eden AES Group’un hedefi, sektöründe tüm pazarlarda hizmet veren global bir firma haline gelebilmek ve uluslararası pazardaki payını arttırmak.

 Çin’e göre kaliteli Avrupa’ya göre ucuz

AES Group Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Toktaş, özellikle Avrupa ihracatlarında Türk makinesinin Çin’e göre çok daha kaliteli, Avrupa’ya göre de daha uygun fiyatlı ürünler sunduğu için tercih sebebi olduğunu söylüyor. Özellikle lokasyon avantajı, işçilik maliyetlerinin düşük olması, hammaddeye kolay ulaşım gibi avantajlar bulunduğunu dile getiren Toktaş, en büyük dezavantajın Türk makinesi kalite algısını yükseltme noktasında olduğunu vurguluyor.  ‘Turkish Machinery’ konseptiyle Hükümet’in yapmış olduğu kampanyanın önemli olduğuna değinen Toktaş, bununla birlikte, her firmanın kaliteli Türk makinesi algısını yükseltmek için çaba harcaması gerektiğini ifade ediyor.

2020 yılında ağaç işleme makineleri sektörünün ihracat rekoru kırmasını da değerlendiren İsmet Toktaş, “İlk olarak Çin’den yapılan mobilya ihracatının düşmesi sebebiyle mobilya üretiminin alternatif ülkelere kayması önemli bir etken. Bu durum, doğal olarak mobilya üreticisi firmaların üretimlerine yatırım yapmaları sonucunu doğurdu ve yeni alımlar gerçekleşti. Yapılan bu yeni alımlarda da Çin’in makine ihracatında pandemi sebebiyle negatif bir algı oluşmasından dolayı, Türk ahşap işleme makineleri bir alternatif olarak görüldü. Avrupalı üreticilerinde üretimlerinin sekteye uğraması bizim ihracatımızda artışa sebep oldu” dedi.

İsmet Toktaş ile sektörü, ihracatı ve önümüzdeki süreçte sektörü nelerin beklediğini konuştuk…

‘Öncelik sağlık dedik’

Pandemi süreci sektörünüzü nasıl etkiledi? Yeni koşullar sebebiyle ne tür zorluklar yaşadınız? Bu süreç iş yapma şekillerinde ne gibi değişiklik meydana getirdi?

2020 yılının ilk iki ayı firmamız için çok pozitif başlamasına rağmen, ikinci çeyrek ile birlikte satışlarda pandemi etkisiyle çok ciddi bir düşüş oldu. Bu dönemde satışlarımız neredeyse durma noktasına geldi. Mart ayında Türkiye’de vakaların açıklanması ile birlikte ‘öncelik sağlık’ anlayışı ile firmamızda salgının engellenmesi noktasında, tüm gerekli önlemleri aldık. İlk etapta kapasitede azalmaya giderek, personelin değişimli çalışmasını sağladık.

Özellikle yurtdışı seyahatlerimiz ve fuar katılımlarımızı erteledik. Bu dönem Haziran ayına kadar bu şekilde devam etti. Haziran ayı ile birlikte hem pandemi sebebiyle alınan önlemlerin kademeli şekilde kaldırılması hem de uluslararası piyasadaki hareketliliğin başlaması sebebiyle faaliyetlerimize hızlı bir dönüş sağladık ve 2020’nin ikinci dönemde satışlarımızda çok ciddi bir artış gözlemledik. Pandemi dönemindeki en büyük sıkıntılarımızdan biri, seyahat yasakları sebebiyle müşteri ziyaretleri ve servis faaliyetlerimizde sıkıntıların olması. Bu konuda da uzaktan yardım ve özel izinler ile birlikte süreci bugüne kadar başarılı şekilde getirdik. Bundan sonraki süreçte de pandeminin seyrine ve alınan önlemlere göre faaliyetlerimizi organize edeceğiz.

Üretimde yüzde 40 artış hedefi

2021 yılı ve sonrası için hedefleriniz nelerdir?

2021 yılında üretim altyapımızda ek yatırım ile delik makineleri ürün grubu için yeni bir fabrikamızı faaliyete aldık. Ayrıca üretim altyapımızda makine parkurumuzda yeni makine yatırımları ve değişiklikler ile kapasite artışına gittik. Firma olarak bu yatırımlar ile birlikte üretim kapasitemizde yüzde 40’lık bir artış öngörüyoruz. AES Group olarak 2021 yılında yurtdışı şubelerimizde yeni yatırım planlarımız ile satış potansiyelimizi arttırmayı hedefliyoruz. Aktif olarak olmadığımız bölgelerde de daha aktif bir pazarlama planımız var.

‘Avrupa-Çin arasındaki boşluk sektör için fırsat’

Sizce gelecek dönemde sektörünüzde ne gibi yenilikler ve gelişmeler yaşanacak?

Türk ağaç işleme makineleri sektörü hızla büyüyen bir grafiğe sahip. Özellikle son yıllarda firmaların ihracat kapasitelerini arttırmaları ile birlikte uluslararası pazarda bilinen firma sayısında ciddi bir artış söz konusu. Avrupa ve Çin arasındaki boşluğu doldurabilme kapasitesi Türk makine sektörüne önemli bir fırsat kapısı aralıyor, başta firmamız olmak üzere diğer yerli üreticilerin bu imkanı değerlendirmesi durumunda Türk makine sektörünün daha da ileri gideceğine yönelik inancımız tam.

‘En büyük dezavantajımız Türk makinesi kalite algısı’

Ağaç işleme makineleri sektörünün sahip olduğu avantajlar var mı sizce? Neler?

Türk makine sektörü genel itibariyle önemli avantajlara sahip durumda. Söylediğim gibi Çin ve Avrupa arasında konumlanan sektör ciddi bir büyüme potansiyeline sahip.

Ahşap işleme makineleri sektörü de bu avantajdan faydalanıyor. Özellikle Avrupa ihracatlarında Türk makinesi Çin’e göre çok daha kaliteli, Avrupa’ya göre de daha uygun fiyatlı ürünler sunduğu için tercih sebebi oluyor. Özellikle lokasyon avantajı, işçilik maliyetlerinin düşük olması, hammaddeye kolay ulaşım gibi avantajlarımız var. En büyük dezavantajımız Türk makinesi kalite algısını yükseltme noktasında. “Turkish Machinery” konseptiyle Hükümet’in yapmış olduğu kampanya önemli bir adım olsa da her firmanın kaliteli Türk makinesi algısını yükseltmek için çaba harcaması gerektiğini düşünüyorum.

‘Finansal destek gerekiyor’

Sektörünüzün yaşadığı zorluklar ve hükümetten beklentileriniz nelerdir?

Tüm diğer sektörler gibi beklenilmeyen bu durum karşısında firmaların faaliyetlerini sürdürebilmesi için finansal olarak desteklenmesi gerekiyor. Pandemi sebebiyle özel finansal programlar ve ödeme ertelemelerinin sağlanması durumunda firmaların krizi daha az yara alarak atlatmaları mümkün olabilir. Üretimin arttırılması için yeni destek programları açıklanabilir. İstihdamın desteklenmesi noktasında yeni teşvikler oluşturulabilir.

2020’de ihracata Çin ve Avrupa etkisi

Ağaç işleme makineleri sektörü 2020’de ihracat rekoru kırdı. Böyle bir dönemde bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

2020 yılında ihracat rekoru kırmasının iki etkisi olduğunu düşünüyorum. İlk olarak Çin’den yapılan mobilya ihracatının düşmesi sebebiyle mobilya üretiminin alternatif ülkelere kayması. Bu durum doğal olarak mobilya üreticisi firmaların üretimlerine yatırım yapmaları sonucunu doğurdu ve yeni alımlar gerçekleşti. Yapılan bu yeni alımlarda da Çin’in makine ihracatında da pandemi sebebiyle negatif bir algı oluşmasından dolayı, Türk ahşap işleme makineleri bir alternatif olarak görüldü. İkincisi ise; Avrupalı Üreticileri’nde üretimlerinin sekteye uğraması bizim ihracatımızda artışa sebep oldu.

‘Sektörün ihtiyaçları noktasında çalışıyor’

AİMSAD’ın faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kurucularından olduğumuz AİMSAD sayesinde sektörün birlikte hareket ederek daha güçlü bir duruş sergilemesi mümkün oldu. AİMSAD sektörün ortak hareket etmesi, sektörün problemlerinin yetkili mercilere ulaştırılması ve diğer sektörler ile iş birliği yapılması, fuar organizasyonlarında ortak kararlar alınması noktalarında önemli katkılar sunuyor. Kurulduğu zamandan beri AİMSAD sektörün ihtiyaçları noktasında çalışma yapıyor. Her geçen gün üye sayısının artması ve uluslararası iş birliklerini genişletmesi ile AİMSAD’ın gelecek dönemde Avrupa’daki muadili olan örnekleri gibi Türk Ahşap İşleme Makineleri sektörünün sesi ve vizyonu olacağını düşünüyorum. Hem AİMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak şahsım hem de firmam adına AİMSAD’ın bu vizyonunu gerçekleştirmesi noktasında elimizden gelen katkıyı sağlayacağız.